-
1 Denizde kum onda para
a) in clover, loaded b) He has pots of money, He is rolling in money -
2 kum
-
3 kum
песо́к (м)* * *1) песо́кkum fırtınası — песча́ная бу́ря
kum ocağı — песча́ный карье́р
2) камени́стые кле́тки (в мякоти груши, айвы)3) мед. песо́к (в печени, в почке и т. п.)••denizde kum, onda para — погов. у него́ де́нег ку́ры не клюю́т
- kum gibi- kum rengi -
4 deniz
мо́ре (с)* * *1) мо́реdeniza açılmak — выходи́ть в мо́ре, отплыва́ть
deniz baskını — внеза́пный си́льный прили́в на мо́ре
denize indirmek — спусти́ть на́ воду (судно, шлюпку)
deniz raporu — деклара́ция капита́на
deniz [seyrü] seferi — а) морепла́вание, морехо́дство; б) путеше́ствие / пое́здка по́ мо́рю
deniz üzerine çıkmak — всплыва́ть на пове́рхность мо́ря
açık deniz — откры́тое мо́ре
durgun deniz — споко́йное мо́ре
iç deniz — вну́треннее мо́ре
inik deniz — ма́лая вода́
kabarık deniz — по́лная вода́
kapalı deniz — закры́тое мо́ре
2) волне́ние на мо́реdeniz bindirmek — внеза́пно разбушева́ться ( о море)
deniz çıkmak — подня́ться ( о шторме)
deniz durmak / düşmek — утиха́ть ( после шторма)
ağır / fırtınalı deniz — штормово́е мо́ре
bugün deniz var — сего́дня мо́ре неспоко́йно
ilkbahara doğru çok deniz olur — к весне́ быва́ет мно́го што́рмов
3) перен. мо́ре, ма́сса (чего-л.)çiçek denizi — мо́ре цвето́в
kan denizi — мо́ре кро́ви
yeşillik denizi — мо́ре зе́лени
••denize düşen yılana sarılır — посл. утопа́ющий за соло́минку хвата́ется
denizde kum, onda para — погов. у него́ де́нег - ку́ры не клюю́т
denizdeki balığın pazarlığı olmaz — посл. ≈ дели́ть шку́ру не уби́того медве́дя
- deniz çıkmakdenizden geçip çayda boğulmak — погов. переплы́ть мо́ре, а в речу́шке утону́ть
- denizden çıkmış balığa dönmek
- denize dalmak
- denize dökmek
- denize dökülmek
- denize girmek
- deniz kazası
- deniz nakliyatı -
5 deniz
deniz sMeer nt, See f\deniz tutmak seekrank werden\deniz tutmamak seefest sein\denize çıkmak ins Meer stechen\denize girmek im Meer baden\denize indirmek vom Stapel lassen -
6 para
para sGeld nt, Währung f\para basmak Geld drucken; (kumarda ortaya \para koymak) Geld setzen\para bozmak Geld wechseln\para çekmek Geld abheben; ( sızdırmak) Geld abzapfen\para harcamak Geld ausgebenbirinden \para koparmak ( fam) jdm Geld abknöpfen\para yıkamak ( fig) Geld waschen\parasına oynamak um Geld spielenbir şeyi \paraya çevirmek etw zu Geld machensağlam \para wirtsch harte Währung
См. также в других словарях:
denizde kum, onda para — parası çok kimse, zengin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına — is., İt. fortuna 1) Rüzgâr çizelgesinde hızı 34 40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr 2) Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mil — 1. is., mat., Fr. mille Karada 1609, denizde 1852 m olarak kabul edilen bir uzaklık ölçü birimi Köprü ile Kadıköy arasındaki mesafenin kaç mil olduğunu bilmiyordum. A. Rasim Birleşik Sözler deniz mili hava mili kara mili Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük